NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
22 - (2754) حدثني
الحسن بن علي
الحلواني
ومحمد بن سهل
التميمي
(واللفظ لحسن).
حدثنا ابن أبي
مريم. حدثنا
أبو غسان.
حدثني زيد بن
أسلم عن أبيه،
عن عمر بن
الخطاب؛ أنه
قال:
قدم
على رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بسبي.
فإذا امرأة من
السبي،
تبتغي، إذا
وجدت صبيا في
السبي، أخذته
فألصقته
ببطنها
وأرضعته. فقال
لنا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم "أترون
هذه المرأة
طارحة ولدها
في النار؟"
قلنا: لا.
والله! وهي
تقدر على أن
تطرحه. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لله
أرحم بعباده
من هذه بولدها".
[ش
(تبتغي) هكذا
هو في جميع
نسخ صحيح
مسلم: تبتغي،
من الابتغاء
وهو الطلب.
قال القاضي
عياض: وهذا
وهم. والصواب
ما في رواية
البخاري:
تسعى، بالسين،
من السعي. قلت:
كلاهما صواب
لا وهم فيه. فهي
ساعية وطالبة
مبتغية
لابنها].
{22}
Bana Hasen b. Ali
El-Hulvâm ile Muhammed b. Sehl Et-Temîmî rivayet ettiler. Lâfız Hasan'ındır.
(Dedilerki): Bize İbni Ebî Meryem rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Gassan
rivayet etti. (Dediki): Bana Zeyd b. Eslem, babasından, o da Ömer b. Hattâb'dan
naklen rivayet ettiki, şöyle demiş:
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e esirler geldi. Bir de baktık ki, esirlerden bir kadın
aranıyor. Esirler arasında bir çocuk bulduğu vakit onu alıyor, göğsüne
yapıştırıyor ve emziriyor. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize :
«Bu kadının çocuğunu
ateşe atacağını sanır mısınız?» buyurdu. Biz:
— Hayır, vallahi! Onu
atmamak elinden gelirse (atmaz) dedik. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
«Muhakkak Allah kullarına
bu kadının çocuğuna acımasından daha çok acır.»
buyurdular.
İzah:
Buhari bu hadîsi dahi
«Kitâbuıl-Edeb»'de tahric etmiştir.
Hafız İbnû Hacer diyor
ki : «Hadîsden bir kısmı hazfedümiştir. Bunu Ismâîlî'nin rivayeti beyân ediyor.
İsmâîlî'nin lâfzı şöyledir :
Bir çocuk bulduğu vakit
onu alıp emzirîyordu. Derken bir çocuk buldu ve onu alarak göğsüne yapıştırdı.
Hadîsin siyakından da
anlaşılıyor ki, kadın çocuğunu kaybetmiş, memesinde süt toplanarak bundan zarar
görmeye başlamıştı. Onun için bir çocuk buldu mu onu emziriyor, hafiflemeye
çalışıyordu. Kendi çocuğunu bulunca, onu alarak bağrına bastı.
Hadîs-i şerif mü'minin
bütün umurunda yalnız Allah'a teveccüh ve tevekkül etmesi gerektiğine işaret
etmektedir.